Historia

give time

Significados de "give time" en diccionario turco inglés : 4 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	give time v.	müddet vermek
2	General	give time v.	zaman vermek
3	General	give time v.	süre vermek
4	General	give time v.	zaman tanımak

Significados de "give time" con otros términos en diccionario inglés turco: 117 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	not to give someone the time of day v.	muhatap olmamak
2	General	give somebody a hard time v.	kök söktürmek
3	General	give extra time v.	zaman vermek
4	General	give extra time v.	müddet vermek
5	General	give extra time v.	süre vermek
6	General	(for a teacher) give a student hard time in school v.	bir öğrenciye takmak
Idioms
7	Idioms	give someone a rough time v.	birine sıkıntı vermek
8	Idioms	give somebody a hard time v.	birinin işini zorlaştırmak
9	Idioms	give someone a hard time v.	birine sıkıntı vermek
10	Idioms	give someone a hard time v.	birine rahatsızlık vermek
11	Idioms	give someone a hard time v.	birini eleştirmek
12	Idioms	give somebody a hard time v.	birine zor anlar yaşatmak
13	Idioms	give somebody a rough time v.	birine yokuş yapmak
14	Idioms	give someone a hard time v.	birini rahatsız etmek
15	Idioms	give someone a hard time v.	birine sert davranmak ve güçlük çıkarmak
16	Idioms	not to give somebody the time of day v.	birisine soğuk davranmak
17	Idioms	give me... any day / every time v.	bir şeyi başka bir şeye tercih etmek
18	Idioms	give somebody a rough time v.	birine zorluk çıkarmak
19	Idioms	give someone a bad time v.	birine sıkıntı vermek
20	Idioms	give somebody a rough time v.	birine zorlu/sıkıntılı anlar yaşatmak
21	Idioms	give somebody a rough time v.	birine çektirmek
22	Idioms	give somebody a rough time v.	gününü göstermek
23	Idioms	give somebody a rough time v.	sıkıntı vermek
24	Idioms	not to give somebody the time of day v.	yüz vermemek
25	Idioms	give someone a hard time v.	üzerine varmak
26	Idioms	not give anyone the time of day v.	(hoşlanmadığımız birine) ilgi göstermemek
27	Idioms	give someone a hard time v.	üstüne varmak
28	Idioms	not give anyone the time of day v.	(hoşlanmadığımız birine) aldırış etmemek
29	Idioms	give someone a hard time v.	üzerine gitmek
30	Idioms	give someone a hard time v.	üstüne gitmek
31	Idioms	give someone a hard time v.	yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
32	Idioms	give (one) a bad time v.	(birinin) canına okumak
33	Idioms	give (one) a bad time v.	(birini) yerin dibine sokmak
34	Idioms	give (one) a bad time v.	(biriyle) alay etmek/dalga geçmek
35	Idioms	give (one) a bad time v.	(birinin) burnundan getirmek
36	Idioms	give somebody a rough time (of it) v.	birine zorluk çıkarmak
37	Idioms	give somebody a rough time (of it) v.	birinin burnundan getirmek
38	Idioms	give somebody a rough time (of it) v.	birine çektirmek
39	Idioms	give somebody a rough time (of it) v.	birine sıkıntı vermek
40	Idioms	give somebody a hard time (of it) v.	birine zorluk çıkarmak
41	Idioms	give somebody a hard time (of it) v.	birinin burnundan getirmek
42	Idioms	give somebody a hard time (of it) v.	birine çektirmek
43	Idioms	give somebody a hard time (of it) v.	birine sıkıntı vermek
44	Idioms	give somebody a bad time (of it) v.	birine zorluk çıkarmak
45	Idioms	give somebody a bad time (of it) v.	birinin burnundan getirmek
46	Idioms	give somebody a bad time (of it) v.	birine çektirmek
47	Idioms	give somebody a bad time (of it) v.	birine sıkıntı vermek
48	Idioms	give (one) a hard time v.	(biriyle) alay etmek
49	Idioms	give (one) a hard time v.	(birine) sataşmak
50	Idioms	give (one) a hard time v.	(biriyle) dalga geçmek
51	Idioms	give (one) a hard time v.	(birinin) üzerine gitmek/varmak
52	Idioms	give (one) a hard time v.	(birinin) burnundan getirmek
53	Idioms	give (one) a hard time v.	(birine) kök söktürmek
54	Idioms	give (one) a hard time v.	(birine) zor anlar yaşatmak
55	Idioms	give (one) a rough time v.	(birinin) üzerine gitmek/varmak
56	Idioms	give (one) a rough time v.	(birinin) burnundan getirmek
57	Idioms	give (one) a rough time v.	(birine) kök söktürmek
58	Idioms	give (one) a rough time v.	(birine) zor anlar yaşatmak
59	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
60	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
61	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
62	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(biriyle) ilgilenmemek
63	Idioms	not to give (someone) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
64	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
65	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
66	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
67	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(biriyle) ilgilenmemek
68	Idioms	won't give (someone) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
69	Idioms	give a hard time v.	kök söktürmek
70	Idioms	give a hard time v.	işini zorlaştırmak
71	Idioms	give a hard time v.	zor anlar yaşatmak
72	Idioms	give a hard time v.	rahatsız etmek
73	Idioms	give a hard time v.	sıkıntı vermek
74	Idioms	give a hard time v.	rahatsızlık vermek
75	Idioms	give a hard time v.	üstüne varmak
76	Idioms	give a hard time v.	üzerine gitmek
77	Idioms	give a hard time v.	burnundan getirmek
78	Idioms	give someone the time of day v.	biriyle kısaca sohbet etmek
79	Idioms	give someone the time of day v.	biriyle iki laf etmek
80	Idioms	give someone the time of day v.	birine hal hatır sormak
81	Idioms	give someone the time of day v.	birine kibar/sıcak davranmak
82	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) aldırış etmemek
83	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) görmezden gelmek
84	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) yok saymak
85	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) umursamamak
86	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) soğuk davranmak
87	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birini) hiç sallamamak
88	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) cevap bile vermemek
89	Idioms	not give (one) the time of day v.	(birine) yüz vermemek
90	Idioms	not give (one) the time of day v.	(biriyle) muhatap olmamak
91	Idioms	not give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
92	Idioms	not give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
93	Idioms	not give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
94	Idioms	not give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
95	Idioms	not give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
96	Idioms	not give someone the time of day v.	birini görmezden gelmek
97	Idioms	not give someone the time of day v.	birini yok saymak
98	Idioms	not give someone the time of day v.	birini umursamamak
99	Idioms	not give someone the time of day v.	birine soğuk davranmak
100	Idioms	would not give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
101	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
102	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
103	Idioms	would not give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
104	Idioms	would not give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
105	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	biriyle muhatap olmamak
106	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine yüz vermemek
107	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine aldırış etmemek
108	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	biriyle ilgilenmemek
109	Idioms	wouldn't give someone the time of day v.	birine cevap bile vermemek
Speaking
110	Speaking	give me some time n.	bana biraz zaman tanı
111	Speaking	just give me some time to think about that n.	bunu düşünmem için bana biraz zaman tanı
112	Speaking	give me some time expr.	bana biraz zaman ver
113	Speaking	give yourself time to think expr.	düşünmek için kendine zaman ver
114	Speaking	every time I give it a go expr.	her deneyişimde
115	Speaking	I've wanted to give this to you for a long time expr.	uzun zamandır bunu sana vermek istiyordum
116	Speaking	give it time expr.	zaman bırak (sabırlı ol)
Football
117	Football	give 2 minutes extra time v.	2 dakika kayıp zaman işaret etmek